Yaşım önemsiz; kişilik, insandan insana farklılık gösterir. Alışkanlıklar belki; ama kişilik değişmez, değişmemelidir de bir insanın el yazısı, imzası, hayata bakışı, başına gelen olayları yorumlaması hep kendine özgüdür. İnsan güçlükleri kişiliği ile yener bir insan ne kadar kişiliğini kullanarak olayları değerlendiriyorsa deyim yerindeyse "kas gibi güçlendiriyorsa" o kadar hayatta başarılı olur yoksa kendine yabancılaşır.
Benim tuhaf bir kişiliğim var. O da kişiliğimin olmaması... kendime çok yabancıyım. bir rengim, karakterim yok
Çocukluğumdan bu yana hep başkalarına özendim bende olmayan ve başkalarında gördüğüm meziyetleri hep kıskandım. yani hep bir başkalarına hayranlık, başkalarını beğenme duygusu ve "taklit" vardı içimde kendi içime hiç girmedim, hiç kendimi tanımadım hoş, kendi içimde fazla bir şey de yoktu. kendimi çok sıkıcı buluyordum vasattım. başkaları hep konuşkan ve renkliydi. başkalarının notları hep daha yüksekti, süper esprileri hep onlar buluyordu, en güzel kıyafetler hep onlardaydı, başkalarının kişiliğini kopyalıyordum kendime tabii ki üzerimde durmuyordu bu sefer mutsuz olup, başka insanlara bakıyordum işin ilginci, bu yaptıklarımın yanlış olduğunu da içten içe biliyordum...dedim ya kişiliğim yok. daha doğrusu kendimi tanımıyorum.bir süre A iken başka bir süre B takılıyorum. "sen nasıl bir insansın" dediklerinde "valla sürekli değişiyorum" diyorum. giyim kuşamım değişiyor, hayata bakışım değişiyor, kişiliğim oturmadığından hep aynı kişi olamıyorum doğruyu bulmaya çalışmıyorum, sadece değişiyorum.
sözün özü, hayatta istediğim şeyler sağlam bir kişilik, kendimi çok iyi tanımak, kendi tarzımı oturtmak, yani kendime özgü olmak, doğru bildiğimi yapmak ve bu yoldan şaşmamak.
ama,
bu saatten sonra da zor artık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder