14 Ocak 2015 Çarşamba

ŞÜKRAN

Hayatımın geneline baktığımda yaptığım şeyler hep aynı gibi görünüyor. Sabah erken kalk, işe git, eve gel, yemek ye yarın için kedilerimin yemek işlerini düzenle, hafta sonu yapılacak işleri düşün ve planla, çamaşır, bulaşık...vs, vs...
Tatile gidince de yaşasın günler, her şeyi unutup, sefa sürmek isterim... Rutine dönünce de şikayet etmeye başlarım, yine iş, yine baş ağrısı, off ki ne off
Oysaki beni ben yapan bu rutin aslında.
İyi ki ailem var, annem, babam, yakınlarım, kedilerim, etrafımdalar; beni ben olduğum için seviyorlar....Onlara vakit ayırmak, onlar için bir şeyler yapmak, onların sesini duymak, yüzlerini görmek, onlarla haşır neşir olmak, onları mutlu görmek, onları sağlıklı görmek...
İyi ki kıllım-dıllım var. Her gün akşam evimde olan, ayrıyken özlediğim, yanımda hayatıma anlam katan, hayatı beraber yaşadığım, bana yakın bulduğum (biraz nankör olmasa)
İyi ki işmi var, uğraşacak, didinecek, var olanı daha iyiye götürecek maddi gücüm iyi ki var, İyi ki sabahtan evden çıkmak için güzel bir nedenim var, üstelik bundan para da kazanıyorum.
İyi ki evim var, pencereden baktığımda göreceğim aynı manzara, alışkanlıklarım, demleyeceğim çay, kendi köşem, başımı koyacağım yastığım yatağım...
Ödenecek faturalarım, altından kalkamayacak gibi olduğum işlerim, aldığım riskler, tehlikeye attığım paralar var belki; ama kazanacak başarılarım, yazılacak yazılarım, söylenecek sözlerim, edilmemiş muhabbetlerim de var.
Rutin dediğim, alıştığım için; bazen de adından sıkılarak söz ettiğim genel düzenim olmasa hayatım rayından çıkardı.
Bir büyüğüm şöyle derdi: “İnsanın çizginin öbür tarafına geçmesi an meselesidir, bir anda bir yakınlarını kaybedebilir, bir anda iflas edebilir, bir anda tüm sorumluluklarının içeriği değişebilir, bu yüzden yeter ki sağlık olsun.”Sağlık olsun kadar içeriği dolu bir ifade var mı?
Sağsak, her şeyin bir çaresi bulunuyor, yeter ki ümutlu, istekli ve çalışkan olalım. Hayattaysak çözemeyeceğim(iz) hiçbir mesele yok. Her yeni gelen gün bana ve bize bambaşka güzellikler getiriyor olabilir. Günün rutininden sıkılmak, yakınmak yerine, onun için şükretmem gerekiyor. O rutinin bittiği an, oturup düşünmem gereken bir şeyler var demek
O rutin, beni hayata bağlayan, beni ben yapan ayrıntılar. Her gün aynı saatte ayağa kalkabilmek bir mucize aslında... Hastalanıp başkalarına ihtiyaç duyarak ayağa kalkmak zorunda olmamak...
Evden çıkıp yorucu ve sıkıcı işe gitmek de şükretmem için bir sebep, işi olmayan olsa da o işe herhangi bir sebeple devam edemeyeler var bir yerlerde.
Öğlenleri hep aynı yemekhanede yemek yemek, sonra aynı güzergahta yürüyüp servisi beklemek sıkıcı gibi görünse de bunu yapamayanlar, gidemeyenler benim yerimde olmak isteyenler de var.
Şükredecek çok şey var; sağlıklıyım ve rutin bir hayatım var...
Ölüm Allah'ın emri, bir ona çare yok; ama onun dışında hayatı daha anlamlı yaşamak, halimden memnun olmak, yediğim her lokma ekmek için, attığım her adım için şükretmeyi bilmem çok önemli.
Ben bu sabah uyandığımda gözlerim dolarak rutinimin dışında olmadığım için şükrettim.
İyi ki alışkanlıklarım, alıştıklarım, hayallerim, hedeflerim, sevdiklerim ve kedilerim var.
İyi ki şükredecek çok şeyim ve bunu fark eden bir tarafım var.

Hayat ne kadar güzel, yeter ki bütün kutsal kitapların en büyük öğüdü olan ŞÜKRETMEYİ unutmayayım.