Hayatımın
geneline baktığımda yaptığım şeyler hep aynı gibi görünüyor.
Sabah erken kalk, işe git, eve gel, yemek ye yarın için
kedilerimin yemek işlerini düzenle, hafta sonu yapılacak işleri
düşün ve planla, çamaşır, bulaşık...vs, vs...
Tatile
gidince de yaşasın günler, her şeyi unutup, sefa sürmek
isterim... Rutine dönünce de şikayet etmeye başlarım, yine iş,
yine baş ağrısı, off ki ne off
Oysaki beni
ben yapan bu rutin aslında.
İyi ki ailem
var, annem, babam, yakınlarım, kedilerim, etrafımdalar; beni ben
olduğum için seviyorlar....Onlara vakit ayırmak, onlar için bir
şeyler yapmak, onların sesini duymak, yüzlerini görmek, onlarla
haşır neşir olmak, onları mutlu görmek, onları sağlıklı
görmek...
İyi ki
kıllım-dıllım var. Her gün akşam evimde olan, ayrıyken
özlediğim, yanımda hayatıma anlam katan, hayatı beraber
yaşadığım, bana yakın bulduğum (biraz nankör olmasa)
İyi ki işmi
var, uğraşacak, didinecek, var olanı daha iyiye götürecek maddi
gücüm iyi ki var, İyi ki sabahtan evden çıkmak için güzel bir
nedenim var, üstelik bundan para da kazanıyorum.
İyi ki evim
var, pencereden baktığımda göreceğim aynı manzara,
alışkanlıklarım, demleyeceğim çay, kendi köşem, başımı
koyacağım yastığım yatağım...
Ödenecek
faturalarım, altından kalkamayacak gibi olduğum işlerim, aldığım
riskler, tehlikeye attığım paralar var belki; ama kazanacak
başarılarım, yazılacak yazılarım, söylenecek sözlerim,
edilmemiş muhabbetlerim de var.
Rutin
dediğim, alıştığım için; bazen de adından sıkılarak söz
ettiğim genel düzenim olmasa hayatım rayından çıkardı.
Bir büyüğüm
şöyle derdi: “İnsanın çizginin öbür tarafına geçmesi an
meselesidir, bir anda bir yakınlarını kaybedebilir, bir anda iflas
edebilir, bir anda tüm sorumluluklarının içeriği değişebilir,
bu yüzden yeter ki sağlık olsun.”Sağlık olsun kadar içeriği
dolu bir ifade var mı?
Sağsak, her
şeyin bir çaresi bulunuyor, yeter ki ümutlu, istekli ve çalışkan
olalım. Hayattaysak çözemeyeceğim(iz) hiçbir mesele yok. Her
yeni gelen gün bana ve bize bambaşka güzellikler getiriyor
olabilir. Günün rutininden sıkılmak, yakınmak yerine, onun için
şükretmem gerekiyor. O rutinin bittiği an, oturup düşünmem
gereken bir şeyler var demek
O rutin, beni
hayata bağlayan, beni ben yapan ayrıntılar. Her gün aynı saatte
ayağa kalkabilmek bir mucize aslında... Hastalanıp başkalarına
ihtiyaç duyarak ayağa kalkmak zorunda olmamak...
Evden çıkıp
yorucu ve sıkıcı işe gitmek de şükretmem için bir sebep, işi
olmayan olsa da o işe herhangi bir sebeple devam edemeyeler var bir
yerlerde.
Öğlenleri
hep aynı yemekhanede yemek yemek, sonra aynı güzergahta yürüyüp
servisi beklemek sıkıcı gibi görünse de bunu yapamayanlar,
gidemeyenler benim yerimde olmak isteyenler de var.
Şükredecek
çok şey var; sağlıklıyım ve rutin bir hayatım var...
Ölüm
Allah'ın emri, bir ona çare yok; ama onun dışında hayatı daha
anlamlı yaşamak, halimden memnun olmak, yediğim her lokma ekmek
için, attığım her adım için şükretmeyi bilmem çok önemli.
Ben bu sabah
uyandığımda gözlerim dolarak rutinimin dışında olmadığım
için şükrettim.
İyi ki
alışkanlıklarım, alıştıklarım, hayallerim, hedeflerim,
sevdiklerim ve kedilerim var.
İyi ki
şükredecek çok şeyim ve bunu fark eden bir tarafım var.
Hayat ne
kadar güzel, yeter ki bütün kutsal kitapların en büyük öğüdü
olan ŞÜKRETMEYİ unutmayayım.