27 Şubat 2015 Cuma

İLK YARDIM KURSU


İş yerinde İlk Yardım kursu dersinin alınacağını tesadüfen duydum ilgili arkadaşa beni de yazmasını söyledim tamam dedi ama ben biliyorum çöldeki bedeviyimdir kesinlikle sorun ya da sorunlardan dolayı olmayacağını /olamayacağını biliyordum kısmet dedim ve unuttum Allah'ım dilerse bir şekilde oluyor/olduruyor buna inanıyorum öyle bir zamanda kursa katılımın yazısı yazıldı ki engel olacak şahıslar tesadüf yoktu ilk problemi geçtim ikinci probleme geldi bu şahısların beni göndermeyeceğini izin konusunda problem çıkaracaklarını biliyordum bile bile söyledim şahıs bana olmaz dedi eee bende biliyorum zaten dedim öyle deyince geri bozuldu şakaya vurdurdu ikinci problemi de geçtik yerime gelecek eleman konusuna takıldık ben ilgili kişiye söyledim o tutmuş bana bu işi beceremeyecek insanı getiriyor neyse o kişinin çabaları ile başka bir eleman bulundu son problemi de atlattım ve 2 günlük kursa gittim 9 erkek 1 bayan kursa katıldım, ben gidinceye kadar bu tür şeylere bayanların ilgisi olmaz ama ben gidince biz neden gitmiyoruz derler biliyorum ki bir daha ki sefere bana yer bile bırakmayacaklardır bayan kltklar.
Kurs benim için faydalı ve değişik oldu
çekilin huleyyyn ben geldim ilkyardımcı elemanınız kursta ilk bakılması gereken kuralın bak (look) dinle (listen) hisset (feel) olduğudur şöööle bir bakarım sonra dinlenirim ve beğenmez isem hissetmediğim için çekilirim dermişim :) 
Bu arada sertifikamıda başarı ile aldım :)


23 Şubat 2015 Pazartesi

KAYIT

Yıllar sonra okuma hevesim depreşti birkaç yıldır okuyorum seviyorum. Yeni kayıt dönemim bugün başladı geçen dönemden bana hatıra kalan bir dersim var o da 0,15 ile kaldığım bir ders bir soru daha yapabilmiş olsaydım geçecektim ama napalım kısmet değilmiş gelecek güz dönemine kaldı. Dersler hem basit hem ağır aslında başka bir şekilde anlatım olsa basit ama kitapların anlaşılmaması için kelimeleri uzatmışlar bir konuya sayfalarca yer ayırmışlar ve bir sürü hatalar derken hiç çalışma hevesim kalmıyor bir de bu kadar olumsuzluğa rağmen işimde kafam sünger gibi oluyor ders çalışmak için ne zamanım ne beynim kalıyor :( ama ben hala inat ediyorum bu okulu bitireceğim ya öyle ya böyle  

14 Şubat 2015 Cumartesi

OD


“Dağdan odun getiriyordum. Herkes ona odun diyordu; iki heceyle, OD-UN işte, ateş veren şey…Ama ben onun ilk hecesiyle ilgilendim, ateş olan kısmına, gönüllerde aşkı tutuşturan alevli kısmına, ‘OD’ a talip oldum. Herkes dağa odun için gittiğimi sanıyordu ama ben OD için gidiyordum”
Bana odun yükü denk denk
başkalarına mana katarı hevenk hevenk(Sayfa 161) Yunus Emre

.....
O gün ziyaretimize yedi derviş gelmişti. Yedisi de birbirine benziyorlardı. Genç ve zinde. Zarif giyimli ve güzel yüzlü. Bir elleri kalplerinin üzerinde salavatlar getiriyorlar, diğer elleri cübbelerinin cebinde tespih çekiyorlardı. baban gözlerini son defa açtığında önce bana bakıp gülümsedi, ardından başını o dervişlerden yana çevirdi ve "Haydi sor!" dedi. Hepimiz o dervişe baktık. İçinden sormak geçmişti besbelli. Gayet terbiyeli sordu.: 
"Hey azizler azizi Yunus Emrem!Şiirleriniz?!.."
"Sevgili için söylenmiş sözlerdir, Sevgili'ye hediyedir."
"kaç adettir hiç bilir misiniz.?"
Herkesten çok ben şaşırıp kaldım. Kaç adet şiir söylediğini hiç düşünmemiştim. Kendisinin de düşündüğünü veya saydığını zannetmiyordum.Çünkü o bir şiir demiş olmak için şiir demiyordu; o bir kalbe girmek için şiir diyordu. Onun şiiri sanatı için değil imanı içindi. Onun şiiri insan için, sevgi için, insanlık içindi. İrşadın yolunu şiirde bulmuş, şiir bütün sözlerden uzun yaşadığı için nasihatlerinin şiir biçiminde söylemişti. Yine de herkes merakla onun vereceği cevaba dikkat kesildi. Önce hafifçe gülümsedi. Sonra eliyle "Hiç saymadım ki!" dercesine işaret yaptı ve vecd halindeki meclisi titreten o cümleyi söyledi.
"Sevgiliye gidecek hediyeyi saymak yakışık almaz, öyle değil mi?"
o sırada dervişlerden yedi tanesinin de birbirlerinden habersiz, cübbelerinin içinde gizliden gizliye çekmekte oldukları tespihlerin iplerini koparıverdiklerini çok sonradan öğrendim.

ve son söz
Ten fanidir, can ölmez
Çün, gitti geri gelmez
Ölür ise ten ölür
Canlar ölesi değil


10 Şubat 2015 Salı

BİRAZ KILLI

Seni Seviyorum 
Bir insanın yürekten söyleyeceği en güzel iki kelimedir, hayatında duyabilmek isteyeceği en güzel sözlerden biridir, vakit geç olmadan söylenmesi gereken sözdür, yarınlara bırakmamalı, bırakılmamalı...Çağımızda seni seviyorum demek, özünü yitirmiş perişan yerlerde sürünen acı içinde kıvranan iki kelimedir. Bunu söylemek o kadar basit bir hal almıştır ki artık, gazoz içerken, geğirirken ya da gaz çıkarırken bu değerli sözcükler insanların ağızlarından uçup giderler, değerleri bile bilinmediği gibi sahiplerini bile bulmazlar bulamazlar...Çünkü sahipleri artık hak etmemektedir. hepsi gökyüzüne uçar, bu yüzden gökyüzü sevgi doludur, bu yüzden yıldızlar bu kadar parlak, bu yüzden bulutlar bu kadar pamuk şekerdir. Sevgi dünyadan yavaş yavaş göç etmektedir, zamanla gökyüzünü de delip; evrenin kara deliklerinde kaybolacaktır, kıyametimiz de âlâmetimiz de budur; ben seni seviyorum kıllı bebeğim sen bize bunu her ne kadar sözlerinle dile getiremesen de ben biliyorum ki sende bizleri seviyorsun.
bugün duygusala bağladım yine kendimi birden diğer pisiciklerim geldi aklıma çiziktirdim