11 Aralık 2015 Cuma

BİR ALIŞ VERİŞ HİKAYESİ

Bazen aklıma bişey takılır ihtiyacım da olmasa almak gerekir hastalık krizi gibi bir şey :( bu sıralar da aklıma saç maşası takıldı normalde kullanmayacağım bir aksesuar şehrimdeki mağazaları gezdim bu arada da internete de baktım orada uygun fiyata buldum hadi buradan alayım dedim pazartesi günü siparişimi inetrnetten verdim bana kargo takip numarası verdiler ben de oradan takip ediyorum araç yolda ilk gün ikinci gün baktım kargo teslim edildi diyor ben de sanıyorum ki şubede bana gelecek bekledim yok ertesi sabah yine aynı mesaj teslim edildi ama kargo yok teslim edilen şubenin telefon numarası var bir bakayım bu kod nereye ait dedim kendimce bu kod Aksaray'a aittir diyorum lakin internete yazdım bu telefon kodu nerenin çıka çıka Tekirdağ çıktı Allah Allah dedim oradaki numarayı aradım kendimi tanıttım kargom teslim edildi gözüküyor dedim adam kodumu istedi baktı evet E...U...teslim edilmiş dün ama alan kişi kargo benim değil demiş bu gün geri iade edilmiş dedi ben nasıl olur ben K...yaşıyorum dedim bilmem abla adres böyle dediler aldımı beni bir telaş hem para gitti hem saç maşası çocuğa ne yapmalıyım diye soraçaktım pat elektrikler gitti kaldım mı ortada bekledim elektrikler geldi hemen aradım tekrar Tekirdağ'ı çocuğa ne yapmalıyım diye sordum eğer geri gönderirsek ücretini ödemeniz lazım hadi bakalım bir dert ama ben ücretsiz kargo almıştım dedim  o da bana abla gönderen kargoyu arayın dedi baktım numaradan kargo Konya dan gönderilmiş orayı arayayım dedim ama ne mümkün meşgul neyse düşürdüm telefonu açtı Konya'nın Sürat Kargonun Mevlana Şubesi imiş derdimi anlattım adam bana ters ters dedi ki bizde sorun yok bu adres verilmiş biz bu şekilde göndermişiz dedi.  bu arada satıcı firmayada mesaj attım o da dedi ki ben düzelteceğim bendeki faturadaki adres sizin şehriniz kargoda karışmıştır diye kargocu ters ters konuşunca dedim ki o zaman bana gönderici firmanın telefonunu verebilir misiniz verdi bir numara aradım orayı bir bayan hadi baştan derdimi yine anlattım o da biz düzeltiriz bizi şu saatte arayınız dedi düzeltmek için kargonun buraya gelmesi gerek sonra tekrar size kargo etmemiz gerek bir sürü şey anlattı tamam dedim kapattım bekledim biraz içim içimi yiyor tekrar aradım firmayı başka bir bayan hadi tekrar ona da anlattım durumu durun dedi siz başka birisi ile görüştünüz ona vereyim verdi bayan bana demesin mi biz isze hiç bir şekilde birşey göndermemişiz hadi çık işim içinden ama bana verilen numara bu dedim hangi firma gönderdiyse orayı arayın dedi ben int aldığım için firmayı bilmiyorum ki dedim ama burada B...Evim yazıyor dedim durun bende numarası var dedi verdi o numarayı aradım sil baştan tekrar adama anlattım bu sefer doğru adama denk geldim bizim elimizdeki faturada adres doğru kargodakiler yanlış göndermişler dedi ben düzelteceğim, ben de o zaman elinizde saç maşası varsa bana gönderin diğerini de Tekridağ'dan size gelsin dedim. Şükür ki adam iyi biri imiş tamam dedi beni zora koşmadı akşam beni 4'te arayın dedi o zaman size yeni kargo takip numarasını vereyim, akşam 4 te aradım adam dedi tamam yenisini kargoya verdim buda kargo takip numarası dedi aldım baktım bu sefer doğru şükür ama hala içimde şüphe ya gelmezse para da gitti saç maşasıda gitti diyorum neyse ertesi sabah kargo takipten baktım K...gelmiş şubede diyor bekliyorum ama ne gelen ne giden var öğleden sonraya doğru telefonum çaldı ben kargodan arıyorum burada bir kargonuz var ama üzerinde adres yok buradan gelip alın hadi nasıl geleyim çocuğa rica ettim işten izin almam mümkün değil size zahmet ne olur getirebilir misiniz dedim adresimi verdim çocuk abla o taraflara kargo olursa getiririz dedi, 1 saat sonra geldi şükür aldım çalışıyormuş bende firmaya onay vermek ve teşekkür etmek için internete girdim bu sefer elektrikler gitmez mi :( bekledim geldi sonunda onayı verdim adama mesaj gönderdim. Bugün artık bir saç maşam oldu :)
Bu şekilde maceralı bir saç maşam oldu şimdi her kullanmamda aklıma gelir.
Aslında bir tek bu olayda değil her zaman aynısı var ben de sanırım ben bahtsız bir bedeviyim :(

6 Aralık 2015 Pazar

DAVETSİZ MİSAFİR

Birkaç gün önce işe giderken bir kedi sesi duydum sonra da korku ile karşıdan kaşıya kaçtı üzüldüm durumuna, aradan zaman geçti evde mutfakta temizlik yaparken bir kedi yavrusunun acı sesini duydum çocuklar almışlar bunu ellerine sanki canlı değil karnını sıkıyor elleri ile bu zavallıcık canının acısından bağırıyor önce çok önemsemedim seyrettim dışarıdan sonra baktım bebeler bu zavallıcığa eziyet ediyorlar dayanamadım gidip bebenin elinden karnını doyurma bahanesi ile aldım getirdim bir şeyler verdim sonra da uyumaya başladı yatış o yatış ne kadar yorgunsa kalmadı.
Mevlam yine bana bir misafir daha gönderdi davetsiz sessiz ve kimsesiz bir bebiş


11 Kasım 2015 Çarşamba

ANAMUR'MUDUR YOKSA UN AMOUR'MUDUR

Geçen hafta 29 ekim tatili ve devamındaki cuma tatili sebebiyle 1 hafta da yıllık iznimi kullanarak Anamur'a gittim ilk defa gittim ama gerçekten çok çok güzel geldi bana ruhum dinlendi adeta hele o sokak kedilerine kimsenin dokunmaması rahatlıkla çöpleri karıştırmaları insanların bazılarının ellerinden geldiğince onları beslemeleri beni kalbimden vurdu adeta
Hava çok güzeldi atta deniz sefası bile yaptım, çocuklar gibi mutlu oldum ama hep bir tarafım eksik oluyor nedense sevdiklerim yanımda olmayınca kendimi suçlu gibi hissediyorum mutlu olduğumda; biliyorum benim mutluluğum onları da mutlu ediyor ama işte o ama olmasa




23 Ekim 2015 Cuma

YÜREK

Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi.,
Toprağa ne ekildi de bitmedi.
Bu Dünya'ya kim geldi de gitmedi.
Hangi dert hangi sıkıntı bitmedi.
Allah'ın rahmeti mağfireti kime yetmedi.
Kim gizli gizli yalvardı da O işitmedi.
Kim Rabbim dedi de O buyur kulum demedi.
Yürek, Kalp ne güzel isimlerle betimlenmiş, Kalbimiz vücudumuz da küçük bir yer işgal etmekte ama öyle büyük ki üstlendiği görev; eskiden insanların evleri küçük, hayatları sınırlı, fakir ve kalabalıklarmış, üstelik şimdiki gibi sevgililerin görüşmesi bile imkansız iken o insanların ne büyük yürekleri varmış.Her türlü sevgiyi de sevgiliyi de yüreğe sığdırabiliyorlarmış, şimdi şimdi anlıyorum. Bugün her şeyimiz oldu ama yüreğimiz küçüldü o küçük yüreğe de neyi sığdıracağımızı şaşırdık birini alalım derken diğerini atıyoruz yüreğimizden.


10 Eylül 2015 Perşembe

BİR KAYISI AĞACI

Şarkıdaki gibi bugün benim doğum günüm. Bir yaş daha aldım. İnternet'te sörf yaparken birisi sayfasında bu şiirin başını paylaşmış çok hoşuma gitti bu şiiri ve öyküsünü buldum, beni çocukluğuma, anılarıma taşıdı...bu şiir bana benden hediye olsun.
“Bir Kayısı Ağacı” isimli şiiri ve hikayesi şöyledir: 1945 yılında Dinekbağ Mahallesinde tek göz odada bir aile yaşar. Genç anne-baba, küçük bir çocuk. Baba iş bulursa yevmiye ile çalışır. Hiçbir şeyleri yoktur evlerinin önündeki kayısı ağacından başka… Kayısılar meyve verdiğinde kuru ekmeklerine katık yaparlar… Satabilirlerse yumurta, zeytin, gaz alırlar. Genç baba, devlete yol parasını ödeyemez… Kayısı ağacından başka da hacz edilecek bir şeyleri de yoktur. Bir gün haciz memuru ağacın gövdesine sarı haciz varakasını asar. Sonra vururlar baltayı… Ve… O tarihlerde Kırşehir’de iki yılını sürgün geçiren şair Abdülkadir MERİÇBOYU bu öyküyü böyle dizelere döker
Ben bir kayısı ağacıyım Kırşehir'in Dinekbağı'ndan.
Küçücük bir ev önünde yaşarım yapayalnız.
Yılda bir çiçek açar, yılda bir kayısı veririm, avuç içi kadar.
Yaz olur, bir kadın silkeler dallarımı,
Bir çocuk yerde bağırır, güler,
Bense hoşnut olurum.
Hem zaten benim ne söğütler gibi nezaketim vardır,
Ne kavaklar gibi gururum.
Ben bir kayısı ağacıyım Kırşehir'in Dinekbağı'ndan.
Dinekbağı'nda üç insan severim,
Bir çocuk, bir genç kadın, Bir genç adam
Benim kadar sessiz sedasız,
Benim kadar halim selim.
En güzel Ay nisan ayı, toprak yumuşak yumuşak, en güzel ay nisan ayı.
Yağmur yağdı, çiçek açtı, bir hoş oldu içerim,
En güzel ay Nisan ayı.
Kavaklar uzakta upuzun, bir sağa, bir sola, başı döner kavakların.
Ben bir kayısı ağacı, başımda çiçeklerim.
Ben bir kayısı ağacı, üç insan severim:
Bir çocuk, bir genç kadın, bir genç adam.
Çocuğun adı Ahmet, kadının adı Fatma, adamın adı İbrahim.
Ahmet küçük ve sarı,
Fatma tombul ve beyaz,
İbrahim uzun ve narin.
Bir tek Toprak odaları var üçünün,
Toprak odanın bir tek penceresi.
Ben bir kayısı ağacı,bazen eğilir bakarım odaya,
Yerde bir eski yatakla yorgan görürüm,
Duvarda bir eski kırık ayna,
Yerde bir eski kilim, bir eski hasır.
Bir kayısı ağacı,bazen eğilir bakar odaya, çiçeklerinden utanır.
Dün gece, gaz yakamadılar,
Ayışığında gördüm üçünü.
Üçünün suratı asık.
Önce oturup zeytin Ekmek, taze soğan yediler,
Sonra baktılar birbirlerinin gözüne, sonra esnediler.
Gökyüzü bembeyazdı.
Gökyüzü çiçeklerimin renginde.
Gökyüzünde kavaklar…
Fatma uzandı İbrahim'in yanına, sağa döndü.
Tombul,beyaz yüzü pencerede,
Gözleri açık durdu sabaha kadar…
Çiçeği en öce kayısı döker.
Ben bir kayısı ağacıyım, döküyorum çiçeklerimi.
Yer beyaz beyaz, başım yeşil yeşil, kayısılarım memede.
Haziran gelecek, güneş yakacaktır tepemi,
Kayısılarım balla, şekerle dolacaktır.
Ben bir kayısı ağacıyım,
Haziran gelecek, avuç içi kadar kayısılarım Ahmet'in ekmeğine katık olacaktır.
Ben bir kayısı ağacıyım.
Kötü bir düşüncedir almış beni.
Geçti bağları budama zamanı, dedim,
Dedim, çarşıda dört döner İbrahim,
Dedim Ekmek parası, zeytin parası, gaz parası.
Dedim, insanlar neden yaşatılmıyor ağaçlar kadar olsun.
Ben bir kayısı ağacı.
Fatma'nın, İbrahim'in, Ahmet'in yumurtası, şekeri, eti.
Gittikçe artmakta kederim.
Günlerden pazartesi…
Gene geldi, elinde çanta, o şişman adam.
Şişman adam bir düşman gibi beni seyreder,
Ben şişman adamı bir düşman gibi seyrederim.
Durmuş İbrahim kapıda,
Yüzü dalgın ve sinirli, bakıyor eli çantalı şişman adama.
Şişman adam uzattı gövdeme elini,
Pencereden korkmuş kuzular gibi baktı Ahmet,
Büktü boynunu kuzular gibi.
Ben bir kayısı ağacı.
Gövdemde sarı kağıt.
Yol parasını verememiş İbrahim,
Verilmiş haciz kararı.
Yapmayın, dedim.
Yılda bir çiçek açarım, dedim.
Etmeyin, dedim.
Ekmeğe katık oluyor kayısılarım, dedim.
Bir öğle vakti baktım, kavaklar uzakta upuzun,
Bir sağa,bir sola.
Ben kışlık odun, altı lira




18 Ağustos 2015 Salı

KAYIP

"hep sonrada gelir aklım" ne güzel söylemiş söyleyen bu sıralar Tarkan'ın Kayıp şarkısını döndürüp döndürüp dinliyorum seviyorum sözlerini ve müziğini
Hazin bir siyaha boyandı bulutlar
İkimize ağlar bu nazlı yağmurlar
Umudum azaldı, geçiyor zamanlar
Ayrılık efendi, kulu biz aşıklar

Ellerin avucumda soldu
Yaralı bir ürkek kuştu
Biten bir aşktan çırpınıp uçtu

Yolun açık olsun demek isterdim
Boğazım düğümlü, sözlerim kayıp
Bir daha ömrümce kimseyi sevmem
Çünkü bu bedende yüreğim kayıp

Beyaz cennetlerden inecek melekler
Seni korur onlar; dualar, dilekler
Bense bu sevdanın uzak gurbetinde
Savrulurum her gün senin hasretinle

Yarım kalan bir hikayeyiz artık seninle
Ayrı yollara yürüyoruz
Hayat bu...
Serseri bir rüzgar gibi estin sen şimdi uzaklara
Ben göğsümde solgun bir gülle yaşarım yıllarca
Yaşamaksa bu!
Ayrı akşamlara yatıp
Ayrı sabahlara uyanırız bundan sonra
Hataları aşk sanıp
Başka tenlerde avunuruz boşuna
Ve gizli gizli yaralanırız
Şunu bil ki daima
Ben, en güzel yeri hatırana saklarım
Talan olmuş gönül bahçemde
Saçlarımda tel tel hüzünlerle
Gözlerimde azalan güneşlerle
Ben hep seni beklerim bu şehirde
Bir gün dönersin diye

Kendine iyi bak ey sevgili!

8 Ağustos 2015 Cumartesi

NAZIM HİKMET

Ey benim iyimser hallerim,
Çabuk aldanışlarım,
Alttan alışlarım.
Hatayı hep kendimde buluşlarım,
Değmeyecekleri kafama takışlarım.
Yoktan yere, akıp giden gözyaşlarım.
Herkesi, insan yerine koyuşlarım.
Hepinize Elveda...
Artık ben KİMSENİN,
Hiç KİMSESİ olmayacağım!

4 Ağustos 2015 Salı

LASEK

Uzun zamandır erteleyip duruyordum, korkudan; uzağı görememe problemim vardı., sonunda tüm cesaretimi topladım ameliyat oldum, olduğum günün akşamı ise acıdan o kadar pişman oldum ki keşke olmasaydım dedim. 3 gün boyunca göz kapaklarıma hükmedemedim gözümü hiç açamadım aslında ne kadar acizim bir kere daha anladım. Şimdi gözlerim görmeye başladı bu seferde yıllardır insanların yüzünü gör(e)meden konuştuğum için yüzlerini bu kadar net ve yakın görünce kendimi bir tuhaf hissettim insanlarla konuşurken yüzlerine bakamıyorum :) yüce Yaradanımın bu iyiliğine müteşekkirim ammavelakin gözlerim bu sefer de yakınım bozuldu :( hayat bana istediklerimi istediğim anda ver(e)memek gibi bir alışkanlıkla yine yaptı yapacağını;

15 Temmuz 2015 Çarşamba

KÜÇÜK BİR DOKUNUŞ

Hz.Mevlana' ya öğrencisi sormuş. Bana Şeriat, Tarikat ve Hakikat yolunu anlatır mısın demiş? 
Mevlana oradaki 3 demirciyi göstererek git sıra ile tokat at ve gel demiş. Talebe sıkılarak da olsa denileni yapmış ve sonra Mevlana'nın yanına gelmiş.
Öğrenci : Birinci demirciye tokat attım tokat attı demiş.
Hz. Mevlana :İşte bu Şeriat yoludur. Kısasa kısas tokat attın tokat attı.

Öğrenci :İkinci demirciye tokat attım bir şey yapmadı ama çok öfkeli baktı.
Hz. Mevlana :İşte bu tarikat yoludur. Tokat atmadı ama aklına seni düşmanı olarak yazdı.

Öğrenci : Üçüncü demirciye tokat attım bana sarıldı demiş.
Hz.Mevlana :İşte demiş bu da "HAKİKAT" yoludur. Tokadın Allah'tan geldiğini bildi. Çünkü olan her şey ondan gelir.


bu hikayeyi okuyunca düşündüm ben hangi demirciyim diye sanırım büyük ihtimal tarikatçı demirci gibiyim.

17 Haziran 2015 Çarşamba

TATVAN VE DÜĞÜN

Hafta sonu yeğenimin düğünü vardı, cuma günü kına cumartesi düğün yakın bir yerde değil taaaaa tatvanda idi yol o kadar uzun ki neredeyse oturmaktan popo diye bir kavram kalmayacak kadar uzuuundu yani ama düğün ve kına güzel geçti bende artistlerden aşağı kalmayayım diye güzelce bir makyaj yaptırdım ama işte insanda kaş diye bir kavram olmaz ise yapılan kaş'ta emanet duruyormuş onu öğrendim :(
  














18 Mayıs 2015 Pazartesi

I'AM BAHTSIZ BEDEVİ

Zaten olmasa şaşardım, ayın 8'inde iş yerinde tetanos aşısı yaptırmamız gerekiyor diye bizi apar topar sürü halinde sağlık ocağına yolladılar damgalandık geldik o anda kolumda çok fazla bir ağrı hissetmedim ertesi gün cumartesi ve pazar günüde rahatsızlanmadım kendi kendime birde maşAllah dedim keyifli keyifli ayın 15'ine geldim, o da nesi kolum da bir ağrı var Allah Allah bu da nedir diye düşünüyorum iğneyi unutmuştum tamamen neyse akşam ettim kolumdaki ağrı fazlalaştı gece yarısı bir uyandım kolum sanki benim kolum değil basıl bir sancı sabahı zor ettik rüyamda bile kolumdaki sancının rüyasını görüyorum her zamanki gibi koşuya gittim ama zor koştum yürüdüm eve kendimi zor attım kolum şişti iyice canım anacım koluma kolonyalı pamuk koydu derken biraz hafifledi bugün biraz daha iyi sayılırım.

zaten geldi mi arka arkaya geliyor bu arada gelmesi gereken kargomda kayboldu mu bugün orayı ara burayı ara derken sonunda bana kargoyu ulaştırdılar.

6 Mayıs 2015 Çarşamba

AŞIK VEYSEL


Sana verebileceğim pek bişey yok aslında;
Çay var içersen, ben var seversen, yol var gidersen.

Merak ediyorum,
daha ne kadar değiştirecek hayat duyguları, 
daha kaç kavak yeli esecek,
kaç şarkı geçecek ve kaç satır arasında kaybolup gidecek asıl anlatmak istediklerim.

Bir silgi olsaydın ne silmek isterdin.... ?
Hatalarını mı yoksa kötü anılarını mı.... ?
Yoksa başarısızlıklarını mı ?
Kalem olsaydın kimi eklemek isterdin hayatına.?
Seni dinleyecek birini mi..?..

Yalnızlığa alışmış biri eğer seni seviyorsa onu kaybetme.
Çünkü seni bir daha öyle seveni bulamazsın.

Eylemin güçlü, üslubun yumuşak olsun...
Çayın demli, huzurun daim olsun...
Ruhun; Cennetül Baki'de Resule komşu olsun...

Gelmen için sebep mi gerek sevgili?
Çay demledim gel,
çok özledim gel.

Araftayım…!
iki bilinmezlik arası bir diyardayım.
Yusuf’un terkedildiği kuyuda,
Zuleyha nin utancındayım.
Ben israfil’in uflediği yankıdayım.
Ne cennette ne cehennemde,
Yanlız Allah (C:C)sevdasındayım.

alıntıdır.

30 Nisan 2015 Perşembe

YUNUS GİBİ

Sabır gerek sana her hal içinde
Sabırsızlar kalırlar kaal içinde

Ne kime bakar isen ol yüzündür
Kime ne sanur isen kend'özündür

Seni senden iyi kim bilebile
Geçirdin ömrünü bu dirlik ile

Neyse dirliğin oldur ölümün
Bugün ki gündür yarınki günün


24 Nisan 2015 Cuma

KARDEŞ

Oturduğum yerden pencereden dışarı bakıyorum arabalar yine geliyorlar gidiyorlar her şey aynı gibi duruyor, ama aynı değil her saniyede bir sürü şey oluyor değişiyor benim hayatımdaki gibi ablam mesafece uzak kalpce yakın ablam yumurtalık ve rahminde sorun çıkmış almaları gerekiyormuş umarım patolojik sonuçlarında her şey temiz çıkar yüce yaradanım sen duy sen gör onu çocuklarına ve bize bağışla lütfen


  

20 Nisan 2015 Pazartesi

SINAVIM

O kadar çalıştığım nereye gitti anlamadım anlayamadım yine atıp tutması bol, bildiklerimi yanlış yapması bol, kafamın karışması bol, bir sınavı daha bitirdim.
sonuçlar mı 3 hafta sonra hayırlısı demekten başka bir çarem yok. Yine başladım çalışmalara ama biliyorum ki çalışsam da aynı çalışmasam da aynı olacak. :(


17 Nisan 2015 Cuma

27 Şubat 2015 Cuma

İLK YARDIM KURSU


İş yerinde İlk Yardım kursu dersinin alınacağını tesadüfen duydum ilgili arkadaşa beni de yazmasını söyledim tamam dedi ama ben biliyorum çöldeki bedeviyimdir kesinlikle sorun ya da sorunlardan dolayı olmayacağını /olamayacağını biliyordum kısmet dedim ve unuttum Allah'ım dilerse bir şekilde oluyor/olduruyor buna inanıyorum öyle bir zamanda kursa katılımın yazısı yazıldı ki engel olacak şahıslar tesadüf yoktu ilk problemi geçtim ikinci probleme geldi bu şahısların beni göndermeyeceğini izin konusunda problem çıkaracaklarını biliyordum bile bile söyledim şahıs bana olmaz dedi eee bende biliyorum zaten dedim öyle deyince geri bozuldu şakaya vurdurdu ikinci problemi de geçtik yerime gelecek eleman konusuna takıldık ben ilgili kişiye söyledim o tutmuş bana bu işi beceremeyecek insanı getiriyor neyse o kişinin çabaları ile başka bir eleman bulundu son problemi de atlattım ve 2 günlük kursa gittim 9 erkek 1 bayan kursa katıldım, ben gidinceye kadar bu tür şeylere bayanların ilgisi olmaz ama ben gidince biz neden gitmiyoruz derler biliyorum ki bir daha ki sefere bana yer bile bırakmayacaklardır bayan kltklar.
Kurs benim için faydalı ve değişik oldu
çekilin huleyyyn ben geldim ilkyardımcı elemanınız kursta ilk bakılması gereken kuralın bak (look) dinle (listen) hisset (feel) olduğudur şöööle bir bakarım sonra dinlenirim ve beğenmez isem hissetmediğim için çekilirim dermişim :) 
Bu arada sertifikamıda başarı ile aldım :)