31 Aralık 2014 Çarşamba
23 Aralık 2014 Salı
HAYATIMIZI GÜZEL KILMAK İÇİN...
Aslında hepimizin elinde olan ama çoğumuzun kullanmayı bir türlü beceremediği o gizemli anahtar; Oysa ki kullanmayı bilenler hayatın o en güzel anlarını iliklerinde hisseder, Mutluluğunun farkına varıp hayatına yeni mutluluklar katar. - İyice tanımadan hiç bir insana asla güvenmeyin; acı çeken hep siz olursunuz.
- Sizin varlığınızı dikkate almayanı sizde hiç dikkate almayın.
- Konuşmayanla asla konuşmayın
- Güven(e)mediğiniz birisi ile asla dostluk yapmayın
- Yalanını yakaladığınız kişinin düzelebileceğini düşünmeyin.
- İnsanlara doğru değer verin ve haketmeyenleri silin
- Kimseye yalvarmayın ve karşısında asla ezik olmayın
- Sır tutmasını çok iyi bilin ve sırrınızı kimseyle paylaşmayın
- Dosttunuz var ise onun değerli olduğunu bilin.
-Hakettiğiniz sevgiyi alamadığınız zaman üzülmeyin, sorunun siz olmadığını bilin.
- Sizi sevenler ile sizi kullananları iyi ayırt edin
- Sizi dinleyip anlama niyeti olmayanlarla asla tartışmayın
- Kendinize saygınızı yitirmenize neden olacak hiç bir şeyi yapmayın
- Gözyaşlarınızın değerini bilin ve onları haketmeyenler için asla harcamayın
- Kendinizi olabildiğince sevin.
Bunlara benzer örnekleri çoğaltmamız mümkün elbette ama bunların pek çoğunu fark edebilmemiz için mutlaka bir şeylerin sebep olması, bize bir şekilde hatırlatılması gerekiyor. Oysaki…
- Sizin varlığınızı dikkate almayanı sizde hiç dikkate almayın.
- Konuşmayanla asla konuşmayın
- Güven(e)mediğiniz birisi ile asla dostluk yapmayın
- Yalanını yakaladığınız kişinin düzelebileceğini düşünmeyin.
- İnsanlara doğru değer verin ve haketmeyenleri silin
- Kimseye yalvarmayın ve karşısında asla ezik olmayın
- Sır tutmasını çok iyi bilin ve sırrınızı kimseyle paylaşmayın
- Dosttunuz var ise onun değerli olduğunu bilin.
-Hakettiğiniz sevgiyi alamadığınız zaman üzülmeyin, sorunun siz olmadığını bilin.
- Sizi sevenler ile sizi kullananları iyi ayırt edin
- Sizi dinleyip anlama niyeti olmayanlarla asla tartışmayın
- Kendinize saygınızı yitirmenize neden olacak hiç bir şeyi yapmayın
- Gözyaşlarınızın değerini bilin ve onları haketmeyenler için asla harcamayın
- Kendinizi olabildiğince sevin.
Bunlara benzer örnekleri çoğaltmamız mümkün elbette ama bunların pek çoğunu fark edebilmemiz için mutlaka bir şeylerin sebep olması, bize bir şekilde hatırlatılması gerekiyor. Oysaki…
21 Kasım 2014 Cuma
5 Kasım 2014 Çarşamba
BİR ALINTI
Hayat dediğin kısa bir an gibi, fark edemeden bitiyor. Geçmiş ne kadar hızlı geçtiyse, gelecek de aynı hızla yaklaşıp bir gün geçmiş olacak.
Yaşamın süratine yetişemediğim veya altında ezildiğim zamanlarda düşünüyorum, neden buradayız? Hepimizin farklı dertleri, farklı hayalleri ve istediği bir hayat şekli var. Çoğumuz düşlerimizin tamamını başaramıyoruz. Başardıklarımızın ise, gerçekten istediklerimiz olduğu şüpheli.
Benim hayalim bahçe içinde bir ev, öyle büyük, gösterişli olmasına gerek yok. Mütevazı, sade ama şirin bir evde yaşamak istiyorum. Büyük şehirde yaşamak, tüm olanaklarından faydalanmak demektir. Oysa bu şehrin koşuşturması hiçbir şeyin tadına varmaya müsaade etmiyor.
Yerini ve evi bulduktan sonra bir de araba lazım. Gece canım sıkılınca, atlayıp dostlara gelebilme özgürlüğüm olmalı. O da tamamsa, o güzel evde yalnız uyumamak sorununu halletmek gerekecek. Aslına bakarsanız, diğer her şey maddi olarak çözülebilir ancak şu kolunda uyunması istenilen zatialiyi nereden bulacağız? Çünkü benim istediğim o zatialinin fazla özelliği olması gerekiyor.
Şimdi diyeceksiniz ki, senin özelliğin ne olaki? Ya gönül bu işte! Madem olacak iyisi olsun diye hayal ediyor. Ona da mani olamam değil miki! Gözümün önüne gelen resimde, ben ve sevgili sevgilim bahçede oturmuşuz. Bir bahar akşamı, rüzgar tatlı tatlı esmekte. Sevgiliciğime bir hırka getiriyorum, omuzlarına örtüyorum, üşümesin diye. O hırkanın da ne manası varsa, her hayalimin ortasından çıkıverir. Neyse, mutfakta iki bardak sütlü kahve pişiriyorum. Kokusu rüzgarla bahçeye kadar ulaşıyor. “Ellerine sağlık hanım” diyor sevgili sevgilim, uzanıp kahvesini alırken. Afiyet olsun 'bey'diyorum.
Bir salıncak atmışız bahçeye, pisimiz yatıyor nazlı nazlı gözlerini söyle bir açıyor uyuşuk uyuşuk hiç istifini bozmadan tekrar kapatıyor hadi olmuşken bir de dere akmalı çitin kenarından. O gün duyduğum zararsız dedikoduları anlatıyorum. Bıyık altından gülümsüyor. “Siz kadınlar ne kadar bayılıyorsunuz dedikoduya” diyor ve kendi soruyor hikayenin devamını. O zaman da ben gülümsüyorum. İkimizin elinde kitaplar, tartışıyoruz. Mevlana’yı, Fuzuli'yi, aşkları, ilişkileri, kadınları, erkekleri, gündemi, geleceğimizi…
Bu kadar basit bir hayal aslında, olmaz değil! Ancak sorun şurada ki, ben içinde hem yürek, hem mantık olan adamlara sevdalanıyorum. Biraz babacan, biraz otoriter ama mutlaka akıllı ve kültürlü! Bilmediğim dünyaların kapılarını birlikte açalım istiyorum. Ya da o önden gitsin, bana yolu göstersin. Böyle bir adam tanıyorsanız, lütfen bana yollayın, şu zavallı gönlüm yeniden sevmeyi öğrensin.
31 Ekim 2014 Cuma
GARİP VE PRENSES MELEK OLDU
İçimde bir garip hüzün var, ne yapsam olmuyor.Sizi severken, üstelik sizinde beni sevdiğinizi bilirken bilemiyorum. Ellerimin size dokunmadığı bir dünyada yaşamaktan, sizleri yanımda hissedememekten yorgun düştüm. Kurduğum bütün hayaller boşuna, hiçbirini gerçekleştiremiyorum, etrafı sularla çevrili yalnız bir ada gibiyim. Arada bir konan kuşlar da olmazsa, içimde yaşayan bir nefes kalmayacak.Sabretmeyi öğrenmiştim ama bu kadarı beni bile aşıyor. Taş olsa çatlardı diyorum. Zor demek ki; ben beceremedim özür diliyorum. İçimde hiçbir kırgınlık taşımadan, sadece kendi beceriksizliğime kızarak, şu minnacık yüreklerinizi yanımda tutamayışıma içlenerek, rüzgarda çarpan kapılar gibi, sürekli kendime çarparak yaşamaktan sıkıldım. Neden bunca yalnızlığa asılı kalıyorum, Sonra sordum kendime, cevabını bulamadım. İnsan, sevdikleri için bir şeyler yaptıkça mutlanıyor, işe yarar mı hissediyor acaba? Yüreğim öyle yorgun ki tahmin edemezsiniz. Sizden önce de birikmiş vurgunlarım var zaten benim. Daha onları temizlememişken, bir başka acıya tahammül etmek, kader bunu bana tekrar yaşattın ya siz'sizliği, ayrılığı da yadırgayamıyorum demek ki!İçimde bitirilmemiş düşlerim, cebimde sizlerle kurulmuş hayallerim, bir türlü anlatamadığım sevgim, beceriksizliğim ve isminiz yazan kalbimi elime aldım, arkanızdan söyleyecek güzel söz çok, benim anlattıklarımdan başka, yani, bu ayrılık beni tekrar vuracak İçimde biraz burukluk olsa da, nefes aldığım sürece sizi aklımın, kalbimin bir yerinde tutacağım biliyorsunuz. Nerede olsanız da, hangi derdin içine girmiş olsanız da, sizi dualarım koruyacak. İnşaAllah, eminim ki sizi seven bir kalbin ettiği güzel dualar, bu koca evrende kabul göreceği yere ulaşacaktır.
Artık vakti geldi galiba
ve
galiba gidiyorsunuz sevgili canlarım
Allah'ıma emanet olun.
22 Ekim 2014 Çarşamba
28 Temmuz 2014 Pazartesi
BAYRAM GELİR EVİMİZE
Hayırlı ve güzel bayramlar olsun. bir bayrama daha sağlıkla ve sıhhatle ulaşmayı Mevlam nasip etti. Şükürler olsun.
14 Temmuz 2014 Pazartesi
ÖLÜM
Hayat kadar ölüm de normal ama bu sıralar hep tanıdıklarım ölüyor, Fahrettin amca, Hava Yenge ve M.Topçu aslında kendimden korkmuyorum. Sadece sevdiklerimi kaybedeceğim diye korkuyorum her sabah uyandığımda onlar yanımda diye şükrediyorum. Biliyorum ki bir gün bizide ziyaret edecek ama o günün biraz daha geç gelmesini istiyorum onlar için :(
11 Temmuz 2014 Cuma
DÖNDÜM
Tilki misali kürkçü dükkanına geri döndüm. bu dönüşten memnun muyum evet yarı yarıya memnun sayılabilirim. Gezilecek yerler güzel ama gezeceğin insanlar çok önemli, ben maalesef nedense hep kötü insanlara denk geliyorum.
29 Mayıs 2014 Perşembe
YANINDA YAŞLANACAĞIM BİR ADAM ARIYORUM
Yanında yaşlanacağım o adamı arıyorum. Belki o da yanında yaşlanacak bir kadın arıyordur diye, çıktım yola, o adamı arıyorum.
Çok büyük hayallerim yok işin açıkçası, zaten olsa ne olur? Hayalin kendi büyük olduğunda, gerçeği de onunla bir olmuyor; yani çoğu zaman…

Yanında yaşlanacağım bir adam arıyorum
Hani derlerdi ya eskiler, boyu boyuma, huyu da huyuma yakın olsun yeter. Bende sevdiğim özelliklerden onda da varsa, yuvarlanır gideriz işte, zaten ömür dediğin ne kadar?
Yanında yaşlanmaya değecek kadar güzel bir yürek arıyorum. Başımı kollarıyla göğsü arasında bir yere dayadığımda, duyduğum kalp atışından bir melodi bulacak kadar sevebileceğim biri olsun diyorum.
Sıkıntı hayatın bir parçası, her zaman sınırsız mutlu olmaz insan. O yüzden sıkıntıları da el ele vererek atlatabileceğim bir adam arıyorum. Sahip olduklarının değerini bilecek birini arıyorum, sahip olduklarıyla değerlenenleri değil!
Yan yana sıkılmadan durabileceğim bir adam arıyorum, hem de uzun yıllar hiç sıkılmadan. Okuduğum kitabı tartışabileceğim, izlediğimiz filmi eleştirebileceğim, aynı fikirde olmadığım ama aynı çizgide olduğum o adamı arıyorum.
Para da bitiyor vakti gelince, yakışıklılık, güzellik de ama bir tek insani yanı bitmiyor bakışların, vefa, dostluk, hürmet bitmiyorsa, bitmiyor sevgiler. İçinde vicdan taşıyan bir adam arıyorum.
Zaten defalarca kırıldığım ve her seferinde yeniden başladığım şu kalp yolculuğunda, artık beni kırmaktan çekinecek ve en az benim kadar yorulmuş bir adam arıyorum.
Üstüne titrediğimde şımarıp kaçmayacak, minneti olan, taviz veren, kıymet bilen, biraz da görmüş geçirmiş, hani şöyle ham olmayan bir adam arıyorum.
Büyük servet peşinde başkaları koşsun; benim balkonlu bir evde iki kahve, bir de sağlıkla geçecek günler hayalim var. Ben yoldan geçerken beni düşünerek bir papatya koparıp getirecek adama, doğum günümde 100 gül yollayandan daha fazla saygım var.
Ben de o kadınlardan değilim, çarkın içine girip kirlenmeden yürüdüm. O da o adamlardan olmasın, hayatın içinde mümkünse kalbi temiz kalsın. Benim hayalimde, sevilmeyi hak eden bir adam var. Eğrisi, doğrusu, hatalarıyla; eğrim, doğrum, hatalarımla, çok seveceğim ve yanında yaşlanmak isteyeceğim bir adama hasretim var.
Gelirse ne ala, gelmezse… Her düş gibi bu da başka bahara….
Candan Ünal
alıntıdır.
Yanında yaşlanmaya değecek kadar güzel bir yürek arıyorum. Başımı kollarıyla göğsü arasında bir yere dayadığımda, duyduğum kalp atışından bir melodi bulacak kadar sevebileceğim biri olsun diyorum.
Sıkıntı hayatın bir parçası, her zaman sınırsız mutlu olmaz insan. O yüzden sıkıntıları da el ele vererek atlatabileceğim bir adam arıyorum. Sahip olduklarının değerini bilecek birini arıyorum, sahip olduklarıyla değerlenenleri değil!
Yan yana sıkılmadan durabileceğim bir adam arıyorum, hem de uzun yıllar hiç sıkılmadan. Okuduğum kitabı tartışabileceğim, izlediğimiz filmi eleştirebileceğim, aynı fikirde olmadığım ama aynı çizgide olduğum o adamı arıyorum.
Para da bitiyor vakti gelince, yakışıklılık, güzellik de ama bir tek insani yanı bitmiyor bakışların, vefa, dostluk, hürmet bitmiyorsa, bitmiyor sevgiler. İçinde vicdan taşıyan bir adam arıyorum.
Zaten defalarca kırıldığım ve her seferinde yeniden başladığım şu kalp yolculuğunda, artık beni kırmaktan çekinecek ve en az benim kadar yorulmuş bir adam arıyorum.
Üstüne titrediğimde şımarıp kaçmayacak, minneti olan, taviz veren, kıymet bilen, biraz da görmüş geçirmiş, hani şöyle ham olmayan bir adam arıyorum.
Büyük servet peşinde başkaları koşsun; benim balkonlu bir evde iki kahve, bir de sağlıkla geçecek günler hayalim var. Ben yoldan geçerken beni düşünerek bir papatya koparıp getirecek adama, doğum günümde 100 gül yollayandan daha fazla saygım var.
Ben de o kadınlardan değilim, çarkın içine girip kirlenmeden yürüdüm. O da o adamlardan olmasın, hayatın içinde mümkünse kalbi temiz kalsın. Benim hayalimde, sevilmeyi hak eden bir adam var. Eğrisi, doğrusu, hatalarıyla; eğrim, doğrum, hatalarımla, çok seveceğim ve yanında yaşlanmak isteyeceğim bir adama hasretim var.
Gelirse ne ala, gelmezse… Her düş gibi bu da başka bahara….
Candan Ünal
alıntıdır.
9 Mayıs 2014 Cuma
BİR KEDİ NE DÜŞÜNÜR
Derler ki, köpeklere yemek verildiğinde köpekler şöyle düşünür.
"Bu insan bana yemek veriyor... demek ki o benim Tanrımdır"
Ama! aynı şekilde kedilere yemek verildiğinde ise, kediler o an şunu düşünürler.
"Bu insan bana hizmet ediyor, demek ki ben onun Tanrısıyım."
8 Mayıs 2014 Perşembe
KENDİ KENDİME
Birkaç gündür hava kapalı ve yağmur var.. yooo şikayet etmiyorum aslında seviyorum böyle havaları beni daha melankoli yapıyor :)
biraz internette dolaştım hoşuma giden sözleri bir kenara not olarak aldım bu söz de hoşuma gitti buraya taşıyorum unutmamak için arada hatırlamak için
biraz internette dolaştım hoşuma giden sözleri bir kenara not olarak aldım bu söz de hoşuma gitti buraya taşıyorum unutmamak için arada hatırlamak için
2 Mayıs 2014 Cuma
HOŞGELDİN MAYIS
Hoşgeldin Mayıs umarım bana güzel hediyeler getirdin severim seni zaten ilkbaharsın sen, yağmursun sen, bereketsin sen, umutsun sen, mutluluksun sen, hoşgeldin umarım hoşumuzada gelirsin.
1 Nisan 2014 Salı
YUVA VE SAKSAĞANLAR
Birkaç günden beri işyerimin penceresinin karşısındaki çam ağacının tepesinde 2 saksağan sürekli hareket halindeler sonunda çözdüm... Bu kuşcağızlar yuva yapma telaşındalar; ne kadar çok yoruluyorlar ağızlarında bir çöp geliyor dala koyuyorlar çöp pat aşağı düşüyor tekrar getir tekrar yap...sonunda dün akşama doğru sadece zemini olan bir şey yaptılar.Dişi saksağan yuva bile diyemediğim şeyin içine oturdu ama kuyruk o kadar uzun yuva denen şeyde küçücük sığamadı bile...hala bugün inşaata devam ediyorlar. Allahım ne büyüksün mucizevi birşey bu doğayı seyretmek ne kadar güzel ve huzurlu...birde güvercinler onların kur dansları ile çok şahane sanırım bu doğal dengeyi bozan tek canlı İnsan denen yaratık :( Kuşları seyrettikçe tebessümüm hiç gitmiyor yüzümden
31 Mart 2014 Pazartesi
VİZE
Meğersem vize almak işi ne meşakkatli bir işmiş, geçen hafta vize başvurusu için tamamladığım evrakları Ankara'ya konsolosluğa götürdüm. Sabah içeriye girerken bir arama bir tarama sanki suikast yapacağız. İçeri girdik işlemleri yapan 2 suratsız mı suratsız bayan hele bir tanesi daha suratsız keşke dedim ona denk gelmesem şükür ona denk gelmedim biraz daha az suratsız olan bayana denk geldim kağıtlarımı verdim. İnceledi inceledi sonra haftaya gel al dedi kağıt verdi çıktım, benim şansıma Ankara'da yağmur vardı 2 gün boyunca kısmetliyim vesselam.
16 Mart 2014 Pazar
BİR KOCA KEDİ VARMIŞ
Hayatımdaki canlarımdan biri daha melek oldu. Güle güle git mekanın cennet olsun rahat uyu güzel gözlü cankuşum koca kedim benim
Bu şarkı bana hep seni hatırlatacak " içimde yılgın rüzgarların ayak sesleri sende daha yeni yeni kavak yelleri"
Söyleyemiyorum ben acılarımı hep içime içime anlatıyorum, atıyorum En acısı da ölmüyor insan... ve ben bunu da atlatırım
Bu şarkı bana hep seni hatırlatacak " içimde yılgın rüzgarların ayak sesleri sende daha yeni yeni kavak yelleri"
Söyleyemiyorum ben acılarımı hep içime içime anlatıyorum, atıyorum En acısı da ölmüyor insan... ve ben bunu da atlatırım
4 Mart 2014 Salı
HAYAT BUNU YAPANA GÜZEL
Çünkü;
Yalnız kalmaktan hiç çekinmiyorum.
Çünkü;
Başladığım bir kitap sarmadıysa fırlatıp atabiliyorum.
Çünkü;
Seyretmeye başladığım film berbat çıktıysa hiç çekinmeden sardırıyor.
Çünkü;
Cep telefonuma sadece istediğim zaman cevap veriyorum.
Çünkü;
Düşman kazanmaktan da , dost kaybetmekten de zerre kadar çekinmiyorum.
Çünkü;
Kişisel gelişimimi, kişisel gelişim kitaplarıyla gerçekleştirmiyorum.
Çünkü;
Sıkılma hakkımı sonuna kadar kullanıyorum.
Çünkü;
Çaktırmadan kafa bulmanın sonsuz güvenli ve sonsuz rahatlatıcı kollarına atılmaya bayılıyorum.
***************
Kim kime dum duma yuvarlanıp gidiyorsan
Her gün aynı günü yaşıyorsan
Gökyüzü ne renk unuttuysan
Haybeye yalandan yaşıyorsun
Gün bu gün başka gün yok sayıyorsan
Vefa bir semt adı sanıyorsan
Üzümü yeyip bağını sormuyorsan
Haybeye yalandan yaşıyorsun
Sen ister çal, istersen oyna
Umurunda mı dünya
Derdiyle kederiyle barışınca
Hayat bana daha güzel
11 Şubat 2014 Salı
KELEBEK GİBİ
Dünyada şuan ne hayatlar yaşanıyor kimi mutlu, kimi mutsuz, kimi hüzünlü kimi aç, kimi aşk acısı çekiyor, kimi ölüm terleri döküyor, kimi, kimi
her şey şu anda şu saniyede oluyor...aslında hepimizin hayatı bir kelebeğin ömrü kadar o bütün yaşayacaklarını 24 saate sığdırırken bizler belirli yıllara sığdırıyoruz sonuç hepimiz için aynı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)